Genel olarak yeşil bitkilerin büyümeleri ve gelişmeleri için belli miktarda ışığa ihtiyaçları vardır. Belli sınırlar içinde ve oranda ışık şiddetindeki artış bitkide büyüme ve gelişmeyi hızlandırmakta, bununla birlikte, bitkilerde uzama, kök şekli, yaprak anatomisi, yaprak boyutu ve rizogenesis gibi bazı morfolojik karakteristiklerin şekillenmesinde oldukça önemli bir rolü bulunmaktadır. (Vardar 1975, Heuvelink 1989, Uzun 1996, Kevseroğlu 1999, Aybak 2002). Ayrıca, ışık bitkilerin fotosentezi gerçekleştirebilmesi için gerekli tek enerji olması yanında, aydınlık ve karanlık sürelerin gün içindeki uzunluk farkı nedeniyle de bitkilerin mevsimsel değişimlerini sağlayan bir bilgi kaynağıdır
(Yağcıoğlu 1996).
Güneş ışığının gözle görülebilen 400-700 nm dalga boylu ışınları etkin ışınım PAR (Photosynthetically Active Radiation) olarak bilinir ve bitkilerde fotosentez başta olmak üzere temel fizyolojik ve biyokimyasal olayları yönlendirirler. Güneşten gelen bu etkin ışınım, fotosentez için gerekli bütün enerjiyi sağlayan ve net asimilasyonu etkileyen en önemli faktör olup, bitkilerin üretim yeteneklerinden tam olarak yararlanılarak nitelik ve nicelik açılarından üstün ürünlerin üretilmesine olanak vermektedir.
Tarımsal amaçlı yapılan yapay aydınlatmada kullanılan geleneksel ışık kaynakları (akkor telli lamba, yüksek basınçlı sodyum buharlı lamba, metal halojen lamba, serin beyaz flüorışıl lamba, düşük basınçlı sodyum buharlı lamba, cıva buharlı lamba), elektromanyetik tayfın görünür bölgesinin (400-700 nm) tamamını ve görünmez bölgede küçük bir kısım ışığı yaymaktadırlar. Son yıllarda ise yarı iletken LED (Light Emitting Diode) lambaların, teknik ve yaydıkları ışık özelliklerinin sağladığı avantajlar sayesinde tarımsal amaçlı yapay aydınlatmada geleneksel yapay ışık kaynaklarının yerini alabileceği işaret edilmektedir.
LED’lerin bitkisel üretimde kullanılması bakımından geleneksel ışık kaynaklarına göre en önemli avantajlarından biri, tek renk dalga boyu ışık yayabilme özellikleridir. Bu özellik, mavi ve kırmızı dalga boylu bölgelerdeki ışığın bitkiye ulaştırılmasına olanak vermektedir. Bunun yanı sıra fotosentez yapan canlıların gereksinimlerine uygun dalga boylarında (renklerde) yapay aydınlatma olanağı vermeleri bitkisel üretim amaçlı uygulamalarda iyi bir alternatif oluşturmaktadır. Ayrıca bu lambalar canlıda meydana gelmesi muhtemel ışık stresinin azaltılması, diğer lambalara oranla hem üretim hem de kullanım aşamalarında çevreci olmaları gibi özellikleriyle de öne çıkmaktadırlar (Koç vd 2009). Öte yandan diğer lambalar gibi bulundukları ortama aşırı derecede ısı yaymamaları nedeniyle doku kültürü, bitki yetiştirme odaları (growing chamber) gibi daha küçük hacimli yetiştirme ortamlarında ışık kaynağı olarak kullanılmaları işletmelere büyük avantajlar sağlamaları bakımından önemli görülmektedir. Özellikle sürekli ya da gün içerisinde uzun süreli aydınlatmanın yapıldığı bu alanlarda lamba ömrünün geleneksel aydınlatma kaynaklarına göre çok uzun olduğu (50 000 yanma saattinden fazla) LED lambalar, giderek artan ışık verimleri yanında düşük enerji tüketimleriyle de işletme giderlerini önemli ölçüde azaltabilecek özelliktedir. LED ışık kaynaklarının morötesinden (UV: ultraviolet) kızılötesine (IR: infrared) kadar uzanan ve görünür ışık bölgesini de kapsayan geniş bir aralıkta üretimi söz konusu olabilmektedir. Araştırmacılar için oldukça iyi olanaklar sunan bu durum, özellikle görünür ve morötesi bölgede ışık elde etme ve bitkisel üretime yönelik araştırma çalışmalarının son yıllarda büyük bir artış göstermesini sağlamıştır (Miyashita vd 1995, Jao ve Fang 2003, Lawrance vd 2005, Shimizu vd 2005, Kondo vd 2008).
*Kaynak: T.C. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
SERALAR İÇİN LED LAMBALI AYDINLATMA OTOMASYON SİSTEMİNİN TASARLANMASINA VE UYGULANMASINA YÖNELİK BİR ÇALIŞMA http://acikerisim.akdeniz.edu.tr/bitstream/handle/123456789/2032/T03151.pdf?sequence=1&isAllowed=y